Bloober Team’in yeni oyunu Cronos: The New Dawn, Polonya’daki bir şehirden ilham alarak geliştirilen bir hayatta kalma korku macerası olarak dikkat çekiyor. Oyunun atmosferi, geliştirici ekibin hem kişisel geçmişlerinden hem de Polonya’nın tarihi dokusundan güç alıyor. Stüdyo yetkilisi Piotr Tylus, geliştirici ekibin bir kısmının oyuna ilham veren bölgeye çok yakın yaşadığını, bu yüzden projenin onlar için ekstra anlamlı olduğunu söyledi. Geliştiriciler, bilinmeyen ve egzotik bir arka plan yaratarak oyunculara farklı bir deneyim sunmaya çalışıyor.
Cronos’un ortamlarında, dar koridorlarda geçen yoğun karşılaşmalar ile geniş, açık alanlarda yaşanan büyük ölçekli savaşlar bir denge içinde sunuluyor. Tasarım ekibinin amacı, oyunun temposunu sürekli canlı tutmak ve anlatı ile oynanışı dengede tutmak. Piotr Tylus’a göre, oyuncuların keşfederek yolunu bulması ve bazen geriye dönüp yeni yollar arayabilmesi önemli. Oyunda kısa yollar ve opsiyonel bölgeler var, bu da keşfetmeye değer bir dünya yarattıklarını gösteriyor.
Oyun boyunca karşınıza çıkacak koleksiyon parçaları, yan hikayeler ve güçlendirici “enerji” gibi unsurlar oyunculara hem hikaye derinliği hem de avantaj sağlıyor. Cronos’ta yaptığınız seçimler, kimi kurtardığınız veya hangi yolu izlediğiniz oyunun gidişatını doğrudan etkileyebiliyor. Bazı seçimler geri alınamıyor, böylece oyunun tekrar oynanabilirliği artıyor. Bloober Team, eski oyunlarına göndermelerle ve çeşitli “Easter egg”lerle de hayranlarını mutlu etmeyi amaçlamış.
Kaynakları idareli kullanmak, Cronos: The New Dawn’ın temel mekaniklerinden biri. Oyunda, cephane ve sağlık gibi kaynakları nerede harcayacağınızı iyi hesaplamanız ve araştırma yaparak avantajlar sağlamanız büyük önem taşıyor. Düşmanlardan elde edilen malzemeler ve oyun içi testlerle zorluk seviyesi sürekli dengeleniyor. Bazı sahnelerde kaynağınız biterse, geri dönüp daha fazla keşfetmeniz veya farklı bir yaklaşım denemeniz gerekebilir.
Yenilikçi mekaniklerden biri olan “birleştirme sistemi”, oyuncunun karşısına çıkan düşman türlerini ve hikaye ilerleyişini dinamik hale getiriyor. Bu sistem sayesinde farklı düşmanlar birleşerek yeni tehditler oluşturabiliyor, oyuncu ise bu sürprizlerle başa çıkmak için strateji geliştirmek zorunda kalıyor. Fener yakıtı gibi çevresel unsurlar hem bulmacaları çözmekte hem de savunmada kullanılabiliyor. Oyun boyunca ilerledikçe, verdiğiniz kararlar ve oyuna yaklaşımınız deneyiminizi şekillendiriyor.
Cronos: The New Dawn, Bloober Team’in Silent Hill 2 remake’inden elde ettiği deneyimlerle şekillenmiş. Ekip, sürekli olarak testler yaparak ve birikimlerini paylaşarak oyunda yeni yollar denemiş. Şehir ortamı, Polonya’nın sosyalist döneminden izler taşıyan endüstriyel dokusuyla Batılı oyunculara da farklı bir deneyim sunma iddiasında. Oyunda yer alan küçük detaylar ve geçmiş projelere yapılan göndermeler, dikkatli oyuncular için eğlenceli sürprizler vaat ediyor.
Kaynak: wccftech.com
