Intel son dönemde iş dünyasında ve sürdürülebilirlik konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyor. ABD yönetiminin üst düzey yönetime karşı duruşu, Intel’in işlerini iyice zorlaştırmaya başladı. Özellikle Amerika’da, şirket içindeki liderlik tartışmaları ve yönetimle ilgili gelişmeler yatırımcı güvenini de olumsuz etkiliyor.
Senatör Tom Cotton’ın, Intel’in CEO’su Lip-Bu Tan’ın Çin bağlantıları olduğuna dair iddiaları gündeme getirmesi, büyük yankı uyandırdı. Cumhuriyetçi Senatör Cotton, Intel’in yönetim kuruluna gönderdiği mektupta, Tan’ın ulusal güvenlik için tehdit olabileceğini savundu. Hemen ardından eski Başkan Donald Trump, Tan’ın Çin yatırımlarına dikkat çekerek, şirketin başındaki ismin değişmesi gerektiğini söyledi. X platformunda dolaşan iddialara göre, Trump’ın bu karşı çıkışı aslında Çin ve teknoloji sektörüyle ilgili önceki açıklamalarının bir devamı niteliğinde.
Daha önce Intel’in eski CEO’su Andy Grove’a övgüler yağdıran Trump, Grove’un Amerikan üretimini destekleyen “Made in America” yaklaşımından memnuniyet duyduğunu belirtti. Bu da Trump’ın, Intel’den Amerikalı üreticileri koruyan bir yaklaşım beklediğinin altını çiziyor. Ancak şirket şu anda beklentilerin çok gerisinde. Rakipler, özellikle de TSMC gibi Asya merkezli devler, ABD’de üretim ve inovasyon konusunda Intel’den çok daha başarılı olmuş durumda.
Intel’in, hükümetin sağladığı CHIPS Act desteklerinden en fazla faydalanan şirketlerden biri olmasına rağmen, üretimde ve yeni nesil çipler geliştirmede beklenen atılımı gösterememesi büyük hayal kırıklığı yarattı. Arizona ve Oregon’daki üretim tesislerinde yaşanan ekonomik yavaşlamalar, Intel’in rekabet gücünü sarsıyor. Örneğin TSMC, kısa süre önce Amerika pazarına girmesine rağmen, sektörün zirvesine yerleşmeyi başardı ve Intel’i geride bıraktı.
TSMC ile olası bir birleşme veya satın alma senaryosu tartışılmış olsa da, sektör uzmanlarına göre bu iki şirketin birleşmesi pek mümkün görünmüyor. TSMC ve Intel’in farklı teknolojilere, iş anlayışlarına ve ölçeklere sahip olması, işbirliği ihtimalini zorlaştırıyor. Ayrıca TSMC, Intel’e doğrudan destek verdiği bir senaryoda kendi hakimiyetini riske atabilir ve bu risk ABD yönetiminin siyasi baskısı olmadığı sürece gerçeğe dönüşmeyebilir.
Öte yandan, Intel iç pazar için geliştirdiği Panther Lake ve benzeri projelerde 18A üretim teknolojisinde yaşanan düşük verim sorunlarıyla boğuşuyor. Çip üretiminde istenen seviyeye ulaşamayan Intel, pazar payını iyice kaybetmeye başladı. Şirketin ürün yöneticileri gelecekte TSMC ile ortaklık ya da geçiş ihtimalini açıkça dile getiriyor. Intel’in tekrar tüketici işlemci pazarında zirveye oynaması için artık geleneksel yöntemlerden çok daha fazlası gerekecek gibi görünüyor.
Kaynak: wccftech.com