Morgan Stanley’e Göre Çin, İleri Düzey Robot Üretiminde ABD’yi Zayıflatma Stratejisi Uyguluyor

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley tarafından yayınlanan kapsamlı araştırma raporunda, Çin’in robot teknolojilerinde ABD’yi geride bırakma stratejisi detaylı şekilde ele alındı. Özellikle insansı robotlara duyulan ilgi artarken, Çin’in bu alandaki ilerleyişinin uzun vadeli stratejik adımlarla desteklendiği vurgulandı. NVIDIA’nın CEO’su Jensen Huang ile Tesla’nın kurucusu Elon Musk gibi isimlerin bu teknolojiyi savunmaları dikkat çekerken, Morgan Stanley bu yarışta Çin’in birçok alanda üstünlük sağladığını savundu.

Nadir Toprak Elementleri, Devlet Teşvikleri ve İş Gücü Raporda Öne Çıkıyor

Rapora göre Çin, robot üretiminde hayati öneme sahip nadir toprak elementlerinde büyük bir küresel paya sahip. Çin, bu elementlerin madenciliğinde yüzde 65, rafinasyonunda ise yüzde 85’lik bir hakimiyet kurmuş durumda. Ytriyum, neodim ve terbiyum gibi elementler; elektronik üretiminde önemli rol oynuyor. Çin’in bu alandaki kontrolü ise hem üretim süreçlerinde hem de ticari müzakerelerde stratejik üstünlük sağlıyor.

Morgan Stanley’ye göre Çin, Batı’daki üretim kapasitesini etkileme gücünü elinde bulunduruyor. Bu güce karşılık Batı’nın yeni tesis kurma süresi 20 yıla kadar uzayabiliyor. Bu durum, Çin’in robot üretimi konusunda oldukça avantajlı bir konumda olduğunu gösteriyor.

Çin hükûmetinin, neredeyse her şehir ve eyalette yapay zekâ ve robotik teknolojilere özel fonlar oluşturduğu belirtiliyor. Bu teşviklerin sonucunda ortaya çıkan yoğun rekabet ortamı, Morgan Stanley’ye göre yaratıcı fikirlerin öne çıkmasına ve başarısız olanların elenmesine yol açıyor. Banka, bu durumu “yaratıcı yıkım” olarak tanımlıyor ve bu sürecin Çin’de robotik gelişimi önemli ölçüde hızlandırdığını savunuyor.

Ayrıca Çin’in askeri alanda da bu teknolojilere yatırım yaptığı, Halk Kurtuluş Ordusu’na gelişmiş yapay zekâ destekli sistemler entegre etmeyi hedeflediği ifade ediliyor. Ülkenin yaşlanan nüfusu ise fiziksel yapay zekâ çözümlerine olan ihtiyacı artırıyor.

Morgan Stanley, Çin’in mesleki eğitimde ABD’ye kıyasla büyük bir üstünlük sağladığını vurguluyor. 2023 verilerine göre Çin’de 11 binden fazla mesleki okulda 5 milyon öğrenci eğitim alırken; ABD’de bu sayı yalnızca 923 bin seviyesinde. Bu fark, Çin’in robot üretimi için nitelikli insan kaynağını çok daha geniş bir tabana yaydığını gösteriyor.

Çin’in, yüksek Ar-Ge giderlerini teşvik eden vergi indirimleriyle robot üretimini desteklediği belirtiliyor. Üretim ve ileri teknoloji şirketlerinin nitelikli Ar-Ge harcamalarının yüzde 200’ünü vergi matrahından düşebilmesi, ülkenin teknolojiye ne ölçüde öncelik verdiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, Çin’in agresif altyapı yatırımları da üretim süreçlerini destekliyor. Bu yatırımların robotik alanında faaliyet gösteren şirketlerin büyümesine önemli katkılar sağladığı ifade ediliyor.

Morgan Stanley, Çin’in uzun oyunu oynadığını belirtiyor. Çin’in yaklaşımının Go isimli geleneksel strateji oyunundan ilham aldığı belirtiliyor. Bu yaklaşımda doğrudan çatışmak yerine rakibi psikolojik olarak zayıflatmak ve zamanla avantajlı konuma geçmek hedefleniyor. Banka, Çin’in stratejik düşünce anlayışının M.Ö. 5. yüzyıla kadar dayandığını vurgularken, ABD’nin daha genç bir ülke olduğunu ve kısa vadeli sonuçlara odaklı bir yatırım anlayışı taşıdığını ifade ediyor.

Morgan Stanley’nin değerlendirmesine göre Çin, robot teknolojilerinde elde ettiği sistematik avantajlarla ABD’yi stratejik açıdan dezavantajlı bir pozisyona sürüklüyor. ABD’nin kısa vadeli kâra odaklı yapısının ise bu stratejik yarışta zayıflık oluşturabileceği ifade ediliyor.

Kaynak: wccftech.com

Total
0
Shares
Previous Post

Microsoft’un Xbox El Konsolu Projesi Rafa Kaldırıldı

Next Post

Huawei’nin Yeni AI Çipleri, NVIDIA ile Uyumluluk Sağlayabilir

Related Posts